Heredot’un, ‘’Tanrı , insanlar uzun ömürlü olsun diye Bozcaada’yı yaratmış’’ sözü ile Bozcaada güzellikleri üzerine bir yolculuk yapacak olursak; üzüm bağları, gelincik tarlaları, kekik kokuları, gün batımı ve sakin hayatı ile adeta bir ‘’Masal Ada’’ olarak anılan Bozcaada’ya ayak bastığınızda mutlaka yapmanız gerekenleri not ederseniz, rüya tadında anılarla döneceğinizden emin olabilirsiniz.
Bozcaada’ya yaklaşırken dikkatinizi çekecek ilk görüntü, tüm ihtişamıyla Bozcaada Kalesi olacaktır. Birçok uygarlığın kullandığı ve sonra yeniden inşa edilen, içerisinde etnografik eserlerin sergilendiği kaleyi 10.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Türk ve Rumların kullandıkları eşyalardan, eski Bozcaada tarihi ve fotoğraflarına, antik dönem malzemelerinden, bağcılıkta kullanılan çeşitli aletlere kadar gezip bilgi sahibi olabileceğiniz bu müze, Rum mahallesinde yer almakta ve 10.00-20.00 saatleri arası ziyarete açıktır.
Rum mahallesi sokakları arasında yürüyüş yaparak, eşsiz bir güzelliğe sahip pencere ve kapıları önünde fotoğraf çektirebilir ve kendinizi adeta başka bir dünyada hissetmenizi sağlayabilirsiniz.
Üzüm bağları ile meşhur Bozcaada’nın, yerel üzümlerinden elde edilen şaraplardan, önce kendiniz tadarak sonra sevdiklerinize hediye götürebilirsiniz. Kuntra, Karalahna ve Vasilaki şarabı meşhur olan Bozcaada’da hangisini alacağınıza karar vermek için ise şarap fabrikalarını gezebilirsiniz.
Bozcaada’nın olmazsa olmazları arasında yer alan ve izlemeden dönmemeniz gereken gün batımı için Polente Feneri’ne mutlaka giderek, hem gün batımı izleyebilir hem de Ege denizinin eşsiz görüntüsüne seyre dalabilirsiniz.
Muhteşem bir denize sahip olan Bozcaada’da denize girmek için, en büyük plajı olan Ayazma Plajı ilk durağınız olabilir. Deniz kenarı restaurantlar ise, tüm gün hem denize girip hem keyif yapmanız için iyi birer seçenek olacaktır. Sakin bir güneşlenme ve denize girme için ise Habbele, Beylik, Çayır, Sulubahçe ve Akvaryum koyları tercihleriniz arasında yer alabilir.
Ada için olmazsa olmazlardan biri ise reçelleridir. Ev yapımı olan birçok reçel tadıp alabileceğiniz gibi, en meşhuru ve mutlaka tadılması gerekeni ise domates reçelidir.
Ege ile bütünleşen bir tat damlasakızını, kahve ve yanında kurabiyesiyle mutlaka denemeli ve hatta giderken götürmelisiniz.
Ege’nin en meşhur mutfağı mezeleridir, merkezde yer alan yada sahil tarafında bulunan restaurantların lezzet karması mezeleri ve balık çeşitleri ile akşam yemeğinizi tamamladıktan sonra, Salhane Bar müzik dinleyip gecenizi keyifle noktalayacağınız son durağınız olabilir.